Bahçeli, TBMM Grup Toplantısı’nda konuştu: (1)
MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli, “Felaket kurtarın, kalbleri kavuran, kaos peşinde koşan, yalan haber yayan, dedikodu yayan, bilgi kirliliğine umut bağlayan, siyasi yamyamlık hevesinde olan, insanlık şüpheci ve tartışmaya açık olan kimse yok.” söz konusu.
Bahçeli, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi Kümelenme Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, doğal afetlerin meydana geldiği andan itibaren yol açtığı can ve mal kayıplarının; Sosyal, ekonomik ve fiziksel tahribatı tetiklemenin yanı sıra sıkıntı, kaygı ve güvensizliğin tüm dünyada yaygın bir sorun olduğunu söyledi.
İnsanın canı, kalbi, canı, acısı ve vicdanı olduğuna dikkat çeken Bahçeli, “Felaket geldiğinde kalpleri kurtarın, kim kaos peşinde koşarsa, yalan haber yayar, dedikodu yayar, bilgi kirliliğine umut bağlar, siyasete talip olursa. yamyamlık, insanlık şüphelidir ve tartışmaya açıktır. Aslında bunlara insan demek insana saygısızlıktır.” dedi.
Hazreti Mevlana’nın “Kar gibi düşüp yeri kaplasan da güneşin varlığıyla yok olursun” sözlerini fırlattığını belirten Bahçeli, “Oportünizmin karanlığından yararlanarak fiyat etiketlerini yükseltenler, Kiralarını artıranlar, kiralarını artıranlar, ortak acılara topluca direnirken, “Onu doldurmak için harekete geçenler asla bu milletin mensubu olamazlar, onurlu da sayılmazlar. Depremden menfaat sağlamaya çalışanlar ahlaksızlığın alameti farikasıdır. Ve iyi bilinmelidir ki bunları tek tek not alıyoruz.” değerlendirmesini yaptı.
“Sırtında yumurta tepsisi olmayanlar…”
“Tabağına ne doğrarsan, kaşığına gelir” atasözüne değinen Bahçeli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Siyaseti makul, medeni, milli ilkelerden aciz olanlar asılsız eleştirilerini yapmadan önce aynaya baksınlar. Kendilerini sorgulamalı ve kendi manevi felaketleriyle yüzleşmeli. Sırtında yumurta tepsisi olmayanlar için” , ileri geri konuşmak masrafsızdır.Dışarıdan gazel okumakta bir sakınca yoktur oysa.Afetlerde aidiyet ve duyarlılık ortak paydasında anlaşamayanlar insani bedelin her yönüne yabancılaşan salgınlardır. . Bu salgınlarla birebir olaylara baksak da gördüklerimiz başka şeyler.”
Bahçeli, Türkiye’nin büyük bir musibetin etkisinde olduğunu, doğal afet risk ve tehlikelerine her zaman açık olduğunu hatırlattı.
“Acil önlem alınması gerekiyor”
Son 23 yılda büyüklüğü 4,5’ten büyük 39 depremin meydana geldiğini, çok sayıda tahribatın meydana geldiğini ve binlerce vatandaşın hayatını kaybettiğini hatırlatan Bahçeli, insani ve fiziki kusurların da doğal afet tahribatını ağırlaştırdığını söyledi.
17 Ağustos 1999 Gölcük faciasının depremle mücadele kapsamında milat olduğunun altını çizen Bahçeli, bu tarihten önce yapılan binalarda zemin etüdü yapma zorunluluğunun olmadığını, depremle ilgili farkındalık düzeyinin çok yüksek olduğunu bildirdi. zayıf.
Depremlerle mücadele amacıyla uzun süredir kapsamlı çalışmaların gündemde olduğuna işaret eden Bahçeli, fay hatları haritalarının güncellendiğini, 29 Eylül-1 Ekim 2004 tarihlerinde Sarsıntı Konseyi’nin yapıldığını, heyetin hazırladığını bildirdi. raporları onaylandı, afet bölgelerinde uygulanacak düzenlemelere son hali verildi ve 2018 yılında Bina Deprem Yönetmeliği güncellendi. , Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’un 31 Mayıs 2012 tarihinde yürürlüğe girdiğini açıkladı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın 2021 yılında açıkladığı “Yeni Kentsel Dönüşüm Vizyonu”na göre Türkiye genelinde 6,7 milyon riskli yapı tespit edildiğini belirten Bahçeli, bir an önce önlem alınması gerektiğini vurguladı.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, deprem ve diğer doğal afetlerin bundan sonra da kaçınılmaz olarak devam edeceğini kaydederek, “Devlet ve hükümet bu tehlikeli durumun farkında ve aslında uzun süredir politikalar üretiliyor. Esasen, depreme ve ilgili yönetmeliklere uygun, dayanıklı binalar yapmaktan başka ikinci bir seçenek daha var: “Etkin bir denetim mekanizmasıyla kimse hor görülmemeli. Elbette insan-mekan, insan-çevre, insan-insan ilişkisini yeniden kurgulamamız gerekiyor.” sözlerini kullandı.
“İnsan hatalarını sıfırlamalıyız”
Daha inançlı, huzurlu, sağlam ve sağlıklı bir geleceğin temellerinin atılması gerektiğini belirten Bahçeli, şunları kaydetti:
“İnsan kaynaklı yanılgıları sıfırlamak zorundayız. Önce önlem alıp sonra tevekkülle hayatımıza devam etmeliyiz. İstanbul’da 1 milyon 528 bin 782 bina, kilometrekareye 3 bin 49 kişi düştüğü düşünülürse mevcut binaların yüzde 70’i” Bu şehirde stok 1999’dan önce inşa edilmişti. “Derhal harekete geçmeliyiz, bu karşı konulamaz bir zorunluluktur. İstanbul için dile getirilen felaket senaryolarının tüm olasılıklarını değerlendirmeli ve olası depremlere hazır olmalı, güç birliği yaparak üstesinden gelmeliyiz. Kaybedecek vaktimiz yok. Gecikmeye hakkımız yok. Cumhur İttifakı olarak her kuralın altında bu ağır yükü kaldıracağız. Bedeli nedir?” “Ne olursa olsun Türkiye’mize sahip çıkacağız. Devlet, etkin ve aktif bir afet yönetimi ile Kahramanmaraş depreminin yaralarını sarıyor. Devlet her şeye hakimdir. İftiralar boşuna. Acımız büyük ama hayatta zamanın hafifletip yumuşatmadığı hiçbir acı yoktur.”
Türk milletinin tek ses tek yürek olduğunu belirten Bahçeli, “Yılın en ağır doğal afetlerinden birine karşı tarihin kaydedeceği en büyük dayanışma ve yardımlaşma ahlakını sergileyen aziz milletimizle gurur duyamayız. tarih.” dedi.
“Halkımızın hiçbirini aç, açıkta bırakmayacağız”
Kahramanmaraş’ta yaşanan depremler karşısında devlet ve milletin kıyaslanamaz bir şekilde kenetlendiğini kaydeden Bahçeli, “Depremde hayatını kaybeden insanlarımızı elbette geri getiremeyiz. Şehirlerimizin, depremzede vatandaşlarımızın hayatını normalleştirip, eksiksiz ve müreffeh hale getirmesi Türkiye Cumhuriyeti devletinin yanındadır.Devletin içinde vardır ve tartışılmazdır.” söz konusu.
Bahçeli, görevlerinin acıyı paylaşarak azaltmak, ihtiyaç sahibi her vatandaşın elini tutmak, kanayan yaraları iyileştirerek iyileştirmek olduğunu belirtti. “Kardeşliğimizin engin özelliğinden besleneceğiz. Bazı siyasetçiler gibi çöpe atmayacağız. Nihayetinde siyasetimiz, milletimizin somut sorunlarına ve günlük gerçeklerine uzun vadede samimiyet ve empati ile odaklanmak üzerine kuruludur. akıl, inanç ve unsurlarla kuşatılmış bir bakış açısı.” yorumunu yaptı.
(sürecek)